21 Şubat 2011 Pazartesi

Benim Kadar Tas Düssün Kafana 21 Subat!!

   21 Subat'tan kastim,bugün.Yani Subat''in 21'i olmasinin hicbir anlam ve önemi yok hayatimda.Muhtemelen de olmayacak,Ama bugün nasil bir gündür arkadas!Sinirlenerek uyandim.Hatta söyle desem daha dogru olur:Sinrimden uyandim.O kadar gicik bir ruh halindeydim ki uyanmak zorunda kaldim.Uyanmayi birak yatak batti her yerime,yatmak ne mümkün;kalktim...
   Kalktim da n'oldu?O zamandan su ana kadar düz giden hicbir sey olmadi neredeyse.Her sey mi tersine gider?Sen misin erkenden valizini ve sirt cantani hazir etmek isteyen?Evet,benim.Simdi yazacagim her maddeyi,yüzümde patlayan tokatlar gibi düsünün:
-Camasir makinesinin sapitmasi.Sapitabilir,eyvallah ama benim bunu  bir bucuk saat sonra farketmis olmam,bu da yikandigini sandigim camasirlari almaya gittigim zamana denk gelir.Kapak acilir islak islak kokusmus beyazlarla karsilasilir.
-Sinir katsayim buz gibi bodrum katinda 35'e katlanir.(camasir makinesi buzz gibi bodrum katinda ve bu bodrum bize ait degil bu nedenle makineye ulasmak icin ev terligi cikarilir,disar terligi girilir,kapi acilir,disari cikilir,deli gibi dolu yagarken ufak tefek nasip alinir ve asagi inilir-Dikkat bu bölüm en azindan 10 kez tekrarlanacak.Bölümün adi "in" olsun,her seferinde uzun uzun yazmayayim. )
-Makinenin ayarlarini sifirladim ve yeniden baslattim."Ohh be oldu,kaybettigim bir bucuk saat olsun n'apayim" dedim(safca) ve yukari ciktim.
-Bari o arada su valizini de aradan cikarayim,kuruyan camasirlari sonra eklerim dedim.Dolabin kapagini actim,kiyafetleri ayiklamaya basladim,bir sagdan bir soldan aliyorum kararsizlikla.Sag-sol dedigim,sag askilik,sol raf,kapilar da sürgülü,sagi actin mi sola kayiyor,solu actin mi saga.Ama ne olduysa bir anda oldu,paldir küldür,cat,pat  iki kapi birbirine kenetlendi üstüste gelecek sekilde...Isimi gücümü unutup ona sardim ama yok kaldi öyle.Neyse bir sekilde valizi ayarladim sira geldi yikanmislari almaya.
-in-Makinenin kapagini acmamla -bir kez daha- bir bucuk saat kaybettigimi gördüm.Dedim ki,senin anani avradini pazarda göreyim insallah!Basladim makineyi kurcalamaya.15 dakikanin sonunda sorunu anladim;makine suyu aliyordu ama ayni zamanda da bosaltiyordu,yani kalburunda(??) su tutmuyordu,haliyle de "aa suyu bosalttigima göre bittim ben,evet evet stop" diyordu.Yani bana göre makine bozulmustu,daha fazla ugrasmak istemedim,bir de denyo ev sahibiyle ugrasamazdim bir haltlar yersem..Ben de ne mi yaptim?
-Islak ve artik gercekten kokusmus camasirlari aldim eve cikardim.Bir kovayi küvete koydum (her an carpilabilirim cünkü 2 karislik dus alinan kareye küvet dedim,tövbee!) ve bütün camasirlari teker teker duruladim.Teker teker sIktIm ve teker teker astim.Kurusun da sonra da yikanir mantigiyla,islak muhafaza edemeyecegime göre.
-Bu zaman zarfinda sinirden olsa gerek seytan dürttü ve dedi ki "kiz hani o 2 kazagi mutlaka yikaman gerekiyordu,yarina kurusun deye,git de bir daha kurcala makineyi,belki de yünlü programi calisiyordur,hadi kiz denesen ne cikar?" Himmm...
-in
-Özet geceyim,bir mucize oldu (salterden kapat,suyu kes,bir daha baslat,basinda bekle,ayni sey olursa zaman kaybetmeden al) ve makine suyu tutmaya ve yikamaya basladi!!Üzülem mi sevinem mi bilemedim,o bir saat boyunca belim koparaktan dere kenari camasircisi olmam bir hic icindi.Nokta...
-"Bugün kendin icin ne yaptin?"  diye soraraktan kendime mandalin suyu sikmaya karar verdim.1 mandalinden 1 ml cikmasina aldirmadan  devam ettim,sonuc: Yarisi döküldü bardagin sakarligimdan.Anladim ki bundan yana da sansim yok,ver elini bulasiklar.En azindan bunda bir sorun cikmadi derkeen 40 dakika gecti ve:
-in
-Bingo!Kazaklarim yikanmis,durulanmis ve sikilmisti!Ceylan gibi sekerekten yukari ciktim ve sevincim cok kisa sürdü.Gördügüm manzara: pis ama sanki temizmis gibi asili beyaz camasirlardi.Hepsini teker teker topladim attim sepete.
-in
-Özet geciyorum camasirlar gercekten yikanmaya basladi!Ama bu sefer isi sansa birakamazdim,önümdeki bir bucuk saat boyunca bunlari yaptim:
-in
-in
-in
-in
...
   E aksami da ettim ya ,bravo bana ne diyim.Kaldi mi 2 gün?
   23 Subat sahahi Izmir'e gidiyorum 5 ay aradan sonra.Hem cok uzundu hem de cok kisa.Hayat böyle geciyor olsa gerek.Ne zaman 27 oldum da sinirli bir ev Hagnimi oldum,dimi ama?

19 Şubat 2011 Cumartesi

Mim

   Mim/sobe zincirinde benim de bir halka olmami saglayan yas adasim(s'ler noktali) no:27'ye tesekkür ediyor ve yaziyorum.Iste benim "Yapilacaklarim":
1- Daha az tüketmek,daha az "satin" almak.Tüketim cilginligina en azindan bir evde son vermek.(henüz cildirmadik ama dur demek en iyisi)
2-Gamsiz kocam yüzünden kacirdigim dil kurslarini siki sikiya takip etmek ve birkac ay icinde de bir kura baslamak.
3-Yukaridakinin devami olarak Almanca ve/veya Fransizcami ilerletmek ve artik "sosyal" olmak.
4-Uzakta oldugumdan dolayi (bahanem!) sürekli "ya anneme/babama/ablama" bir sey olursa korkusunu en azindan minimuma indirmek.(yenmek demiyorum,yenen beri gelsin lütfen)
5-Kesinlikle biraz rahat olmaya calismak;hani böyle "genis memleket" diye tanimlanan insanlar vardir ya,en azindan "memleket" olabilmek,genisligi gectim cünkü.(sanirim bu herkesin listesinin demirbasi,üzerimize zimmetlemisler sanki gamliligi :))
6-Kendimi paralamamak,her konuda.
7-Daha fazla hareket etmek.
8-Katki maddeli yiyecek ve icecekleri hayatimizdan tamamen cikaramayacagimiz icin azindan minimumun dibine indirmek.
9-Yukaridakinin devami olarak daha saglikli beslenmek ve alkolü "haftada bilmem kac gün" olarak sinirlandirmak.
10-Her 10 günde bir bunlari okuyup;uygulayip uygulamadigimi teyit etmek. :)
   Ben de büyük izleyici yelpazemden zar zor karar vererek  hergeceninbirsabahivardir'i mimliyorum.

17 Şubat 2011 Perşembe

Ayak Degmemis Topraklar,Dinlenmemis Sarkilar

  Aralik ayiydi sanirim,S,'nin bir arkadisinin dogum günü partisine davetliydik.Parti Moléson'da bir mekanda organize edilmisti.Oraya varmak icin yarim saatlik otoban yolculugunu saymazsak;dere tepe düz gittik demek isterdim ama daha cok  tepe,dag,orman teptik.Iste yolculugun bu ikinci kisminda bir yerlerde Feridun Düzagac "Beni Birakma" caliyordu.(Mp3 calarim sagolsun)
   S. dedi ki "acaba bu sarkiyi bizden baska dinleyen olmus mudur bu yoldan gecerken?".Düsündüm de gercekten yüzde kac ihtimaldir ki bu?Yoldan gecen kac kisi F.D. dinliyordur;bilhassa bu sarkisini?Bilmiyorum,neredeyse imkansiza yakin bana kalirsa.Mesela partideki tek Türk bendim :)
   Sonra birden buna benzer düsüncelere daldik.Konu babasi S. yine bir bilinmeyene parmak basti,su sekilde: "bugüne kadar, kimsenin ayak basmamis oldugu bir yere/topraga ayak basmis miyimdir?" Ben, muhtemelen herhangi bir ormanda denk gelmistir diye düsündüm.Acik hava insani S. :)
   Amaaaa kameralari bana cevirirsek durum hic de ic acici degil maalesef...Bu konuda benim sansim sifirin altinda bence,24 yasina kadar sehirde büyümüs biri olarak.Dogayla tanismam kazilara denk gelir neredeyse,nereden baksan 20 yas.Yani köyde kalmak,sehre birkac ay ayak basmamaktan bahsediyorum "doga" derken.Durum o kadar vahim-di;ta ki buraya yerlesene kadar.Su anda sagim,solum,arkam yesil-yemyesil...
   Yesille kaybettigim sayilari,maviyle kazanabilirim ama...Deniz insaniyiz ne de olsa.Izmirli olup da denize asik olmayan yoktur herhalde.Kanoyla acilmak,akabinde cupp denize atlamak.Kim bilebilir,belki de o metrekarede kulac atmis ilk kisi bendim?Yatla acilip,aciklarda kendini suya biraktiginda belki de yine o ilk kisi sensin,kim bilir...
   Dag insani-yesil:1 Deniz insani-mavi:1
   Berabereyiz :) 

4 Şubat 2011 Cuma

Hastalik Haftasi

   Cumartesi hafiften yamulmaya baslayan S.;haftaya hastalikla basladi.Pazartesi sürünerek ise gitti,sürünerek geldi.Sali da gitti ama dayanamayinca öglen döndü.Malum hava sifirin altinda geziyor,isi desen acik havada.Bu durumda birakin iyilesmeyi,dayanmak bile imkansiz.Bu sebepten bu sabah 9'a kadar evdeydi Sali öglenden beri.Mucizevi bir sekilde evimize meyve girer oldu;hatta yedik bile :) O iyilesme umuduyla (tabii ki de en cok benim zorumla) yerken;ben "allahim n'olur hasta olmiyim" duasiyla yedim.Sonuc mu?Ne O öyle aman aman iyi,ne ben aman aman sapasaglamim;cünkü bu sabah bir tuhaf geniz acisi peydah oldu ki;tirsakilerden bir demet...Agri kesici ictim,meyvelerimi,salatami yedim,soguk alginligina iyi gelen bir bitki cayi ictim,bekliyorum.Ne hastayim,ne tamamen saglam.Anlamadim gitti.Temennim hasta olmamak tabii ama;eger olacaksam da lütfen olsun bitsin cünkü 23 Subat'ta Izmir'e gidiyorum 5 aydan sonra.Iyi olmak istiyorum,kosup oynamak benim de hakkim.Bu sebepten cok calismam lazim.Yarin Ikea'ya gidiyoruz,ya ordan aynali bi virüs kapip bir haftada atlatmali,ya da hicbir sey düsünmeyip,azami dikkate dikkat ederek kafayi bozmali;böyle hakkinda yazip cizmeli.
    O degil de;akil sagligina ne iyi gelir ki acep?

1 Şubat 2011 Salı

Her Yer Karanlik

   Su anda disaridaki havayi tarif etmemin pek bir imkani yok gibi;kelimeler kifayetsizken ruhum da oksijensiz sanki...Oysa ki 4 sene önce bu günlerde buradaydim ve hava inanilmaz güzeldi.Güzelden kastim apaydinlik,bulutsuz;haliyle günesli  ve bir o kadar da soguk...Soguga asla karsi degilim,aydinlik olmasi yeter günlerin benim icin.O zamanlar da kaderin oyunu bu ya,Isvicre bana bu en-belki de tek-igrenc,katlanilmaz yüzünü göstermedi;bosuna degilmis S.nin hayretler icinde "ne kadar sanslisin,hic böyle bir subat ayi yasamamistik" demesi.Su anda her seyin farkindayim ve bizzat yasiyorum son 3 kistir.Hemen hemen insanda yasama sevinci birakmiyor diyebilirim.Abartmiyorum söyle ki;kis aylarinda gerceklesen intihar vakalarinda birinci siradaymis bu ülke.Uzat elini depresyon ben geldim hesabi...
    Evet su anda havayi tarif edecek gücü buldum kendimde.Gri,sisli,islak,soguk,basik;gökyüzü sanki apalcak...
Aynen böyle...
    Peki ben?
Duvarlari ahsap olan kutu gibi evimdeyim.Ev de pek aydinlik degil yani..Allahtan karsimdaki bu beyaz ekran var,olmamasini düsünemiyorum zaten.
   Elbet gececek;gecen kis nasil gectiyse bu da öyle gececek.
Kisin sonu bahar mi bakalim.Kasvet yagmurlari mi yoksa?
Yoksa yari yariya mi,sunun gibi: